Hayatımın Sürprizi ekibi olarak bir Heybeliada’da evlenme teklifi organizasyonu talebi aldığımız zaman günlerden 12 Ekim 2016 Çarşamba’ydı. Organizasyonun gerçekleştirileceği gün ise 14 Ekim Cuma. İlginç bir evlenme teklifi olsun istiyorduk ve bunun için öyle az zaman vardı ki.

Perşembe günü alışveriş için yollara düştük. Bu aynı zamanda bir vintage tarzı evlilik teklifi olacaktı, öyle karar vermiştik. Müşterimiz masa süsleme ve diğer ayrıntılar için bize güvenmiş, istediğimiz tarzda bir hazırlık yapabileceğimizi söylemişti; onu mahcup etmemeliydik.

Nostaljik bir havası olan dekoratif aksesuarlar bulmamız gerekiyordu. Ve pembe bir şeyler, ve papatyalar; çünkü İbrahim’in kız arkadaşı Tuğba pembe rengi ve papatyaları çok seviyordu. Açık ve koyu pembe tüller aldık, pembe bir radyo, kalp şeklinde tabaklar ve renkli aksesuarlar aldık. Çiftimizin bir noktada olaya katılacak olan arkadaşları için baskılı tişörtler, maskeler hazırladık.

Bu konsepti ilk defa uygulayacağımızdan alışveriş sırasında çok heyecanlıydık. Evet, 5 yılı aşkın bir süre içinde onlarca sürpriz evlilik teklifi organizasyonu hazırlamıştık ama bunun havası başkaydı. İbrahim hazırladığımız ortama kız arkadaşını iç rahatlığıyla, güvenle getirmeli; Tuğba kendisi için yaptığımız hazırlıklara bayılmalıydı. Öyle de oldu sonunda. Bir organizasyonun altından daha çıktık alnımızın akıyla, bir tecrübe daha edindik. Çok güzel bir gündü. Neyse, bunlar masalın sonu aslında. Biz kaldığımız yerden devam edelim:

Heybeliada’da evlilik teklifi için süsleyeceğimiz yer bir kameriyeydi. Uçuş uçuş organze tüllerimizle donattık kameriyenin etrafını, içindeki masayı özene bezene dekore ettik. Papatyaları, çerçeveli fotoğrafları, kalp ve çiçek şeklindeki notları, kalp tabaklara koyduğumuz kurabiyeleri, kafesleri, balonları, bisikletleri, dilek ağacını yerleştirdik. Büyük bir heyecan ve keyifle yerleştirdik hem de. Ondan dolayı o kadar güzel oldu belki de. İnsan işini severek yaptığı, işine yüreğini de koyduğu zaman o iş kötü olabilir mi?

İbrahim’le Tuğba teklif mekanına doğru yola çıktıklarında her şey hazırdı. Yolda üstünde kendi fotoğraflarının basılı olduğu tişörtler giymiş birkaç kişiye rastladılar. Tuğba biraz şaşaladı ama İbrahim ona küçük ipuçları verinceye kadar kendisini nelerin beklediğini tam olarak anlayamadı.

Anladığı zaman yaşadığı mutluluk ise bütün yorgunluğumuza değerdi. Hatta 3 katına. Hatta 5 katına…